Karal Huukuk Bürosu olarak, İstanbul Barosu tarafından düzenlenen 2B Uygulamaları ile ilgili yeni çıkartılan yasa ve uygulamaları ile ilgili konferansa katılmcı olunmuştur.2B konusunda uygulamada yaşanan sorunlar tartışılarak çözüm yolları aranmıştır.Orman kadastrosu ve önceden şahısların mülkiyetinde iken daha sonra yapılan kadastral çalışmalarla orman alanına alınan yerlerde mağdur olan vatandaşların açabilecekleri davalar ve hak arama yöntenleri tartışılmıştır.
KARAL HUKUK BÜROSU olarak 2B arazilerinin Hukuksal durumu ile ilgili hazırladığımız makaleyi sizlere sunuyoruz.
KARAL HUKUK BÜROSU `NUN 2B ORMAN VASFINI YİTİRMİŞ ARAZİLERİN HUKUKSAL DURUM İNCELEMESİDİR.
A) GİRİŞ:
Yaşanan çevrenin bir kısmını ormanlar oluşturur ve insanların ormanlardan yararlanmaları ise gayet doğal bir yoldur. Bu kapsamda ise son günlerde kamuoyunda 2B olarak adlandırılan ve sıkça duyduğumuz ‘Orman vasfını yitirmiş olan hazine arazilerinden’ üzerinde yapılaşma olanlardan 400 metrekareye kadar olanların tamamının rayiç bedel üzerinden hak sahiplerine satılması veya maliye bakanlığı eliyle TOKİ’ye devrine imkân getirilmektedir.
Ülkemizde yaklaşık 7,5 milyon civarında Orman Köylüsü; Orman içinde ve bitişiğinde bulunan ve sayısı 20293’ü bulan Orman Köyünde yaşamaktadır. Milli gelirden en az payı alan (yaklaşık yıllık 250–300 dolar civarında) grupta yer alan bu vatandaşlarımız geçimlerini tarım-hayvancılık ve orman işçiliğinden temin etmektedir.
Tarım ve hayvancılık yaparak ormanla iç içe yaşamak mecburiyetinde olan gelir düzeyi düşük Orman Köylüsü mecburiyet karşısında Orman alanında tarla, bağ, bahçe, mera yapmış ve Orman içine yerleşmek durumunda kalmıştır.
2B’yi kısa olarak tanımlayacak olur isek; 2B orman özelliği kaybettirilen yerlerin orman sınırı dışına çıkarılmasıdır. 2B’nin geniş ve kapsamlı tanımı ise; Orman özelliğini bilim ve fen bakımından 31.12.1981 öncesi kaybettirilen ve bir daha ormana dönüştürülmesi, bilim ve fen bakımından mümkün olmayan orman alanlarının Anayasa ve Orman yasasının 2.maddesinin B bendi gereği orman sınırlarının dışına çıkarılmasıdır. Daha açık ve net bir ifadeye göre ise, 2B orman alanlarının yasal olarak daraltılmasıdır .
2B ile ilgili orman vasfını yitirmiş olan arazilerin büyük bölümü, İstanbul, Kocaeli, Bursa, Muğla, Antalya ve Adana gibi şehirlerde bulunuyor.
Çarpık kentleşmenin önlenmesi için 2B arazilerinin satıldığı yerlerde TOKİ` ye yetki verilecek. TOKİ, buraları kentsel dönüşüm alanı ilan ederek, toplu konut yapacak ve sahiplerine konut olarak verecektir. Bu bölgelerdeki arazileri satın alanlar tapuya sahip olsalar bile kentsel dokuyu bozacak yapılaşmaya izin verilmeyecektir.
B) 2B ARSALARI İLE İLGİLİ YASAL SÜREÇ
İlk düzenleme 1961 Anayasasında yapılmıştır. 1961 Anayasasına paralel olarak Orman Kanununda ilk yasal düzenleme 1973 yılında yapılmış,1744 Sayılı Kanun çıkartılmış, 15.10.1961 tarihinden önce; bilim ve fen bakımından Orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanları ve yerleşim yerleri ile Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen yerlerin orman sınırları dışına çıkartılması hükmü getirilmiştir. Orman mevzuatında “2. madde uygulaması” çalışmalarına 1974 yılında başlanmıştır.
1982 Anayasasının 169 uncu maddesinde Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından Orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerin Orman sınırları dışına çıkarılabileceğine dair hüküm bulunması sebebiyle; 6831 Sayılı Orman Kanununun 2 inci maddesinde 2896 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılarak, yukarıdaki şartları taşıyan yerlerin orman sınırları dışına çıkarılabileceğine dair hüküm getirilmiştir. Böylece 2/B uygulamasına başlanılmıştır.
Orman köylüsünün korunmasını emreden anayasamızın 170 inci maddesinde “ilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; Orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisinin kanunla düzenlenmesine” dair hüküm bulunması nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 2 inci maddesinde 2896 sayılı yasa ile değişiklik yapılarak yukarıdaki şartları taşıyan yerlerin orman sınırları dışına çıkarılabileceğine dair hüküm getirilmiştir. Böylece 2/A uygulamasına başlanmıştır.
Anayasamızın 169 ve 170 inci maddelerinde ifade edilen amir hükümlerin kanunla düzenleneceğinin belirtilmesi üzerine 2924 sayılı “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun” adı altında 20.10.1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 1991 yılına kadar ciddi bir uygulama yapılmamıştır. 1991 yılında Orman Bakanlığı teşkilat yasası ile Orman ve Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü yeniden kurularak, uygulamaya hız kazandırılmıştır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile protokol yapılmış, orman sınırları dışına çıkarılan bu yerlerin öncelikle kadastroları yapılarak, ifraz ve parselasyonlarının yapılması ve satışa hazır hale getirilmesine çalışılmıştır. Bu çalışmalar devam ederken Anayasa Mahkemesince 30.03.1993 gün 1992/48 E. 1993/14 Sayılı kararla “çıkarılan bu yerlerin Orman Köylüsünden başkasına satışının yapılması Anayasaya göre mümkün değildir.” gerekçesi ile iptal edilmiştir.
Bu iptal üzerine ortaya çıkan hukuki boşluğun giderilmesi için Orman Bakanlığınca 30.10.1995 tarihinde 4127 Sayılı Kanun çıkartılmıştır. Bu yasa ile 2924 Sayılı Kanunda yapılan değişiklikle “Orman Köylüsü” tanımı getirilerek, uygulamaya hız kazandırılmış, Yasanın Yönetmeliği de çıkartılarak, 536 Köyde çalışma yapılmış, 6.701 Ha. yerin Orman Köylüsüne satışı ve tapularının verilmesi işlemi gerçekleştirilmiş, 2003 yılı itibariyle 49 trilyona yakın gelir elde edilmiştir.
Maliye Bakanlığı bu yerlerin Hazine adına çıkarılmış olması nedeniyle satışının da Bakanlıklarınca yapılması gerekçesi ile 29.06.2001 tarihli 4706 sayılı Kanun çıkartılarak yürürlüğe konmuştur. Bu Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 2/B sahalarının satışıyla ilgili her türlü tasarruf yetkisi Maliye Bakanlığına geçmiştir. Söz konusu Yasanın; “ Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerler” başlıklı 3. Maddesinin birinci fıkrasında, “ 6831 Sayılı Orman Kanununun değişik 2.Maddesi ( B ) bendi gereğince Hazine adına Orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 2924 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz” hükmünün yer alması sebebiyle; 4706 Sayılı Yasanın 18.07.2001 tarihli ve 24466 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinden sonra; bu yönden 2924 Sayılı Yasa uygulanabilirlik özelliğini kaybetmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.12.1997 tarih 1997/19–665 E. 1997/1018 sayılı kararı da buna dairdir.
4706 Sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede “6831 Sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi gereğince Hazine adına Orman Sınırları dışına çıkarılan yerlerin Maliye Bakanlığı uhdesine geçtiği, bu yerlerin satış işlemlerinin yapılabilmesi için yapılacak öncelikli kadastronun Maliye Bakanlığınca yaptırılacağı, imar uygulama ve mevzuatındaki kısıtlamalara tabi olmayacağı, bu yerlerin Harçlar Kanunundaki harca tabi değerinden az olmamak üzere rayiç bedeli üzerinden köylerde, varsa öncelikle kullanıcısı Orman köylüsüne, Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise kullanıcılarına doğrudan satılabileceği gibi aynı amaçla ilgili Belediyelere ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne devredilebileceğine dair hükümler yer almakta idi. Ancak söz konusu bu 3. madde hakkında; Kanunun 18.Temmuz 2001 tarihinde yürürlüğe girmesini müteakip, Sayın Cumhurbaşkanınca Yürürlüğün Durdurulması ve iptali talebiyle Anayasa Mahkemesinde dava açılması üzerine; Mahkemece verilen ve 15.09.2001 tarih 24524 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14.09.2001 tarih 2001/382E, 2001/8 sayılı kararla öncelikle Yürürlüğünün Durdurulmasına karar verilmiş, yine Mahkemenin 04.10.2002 tarih 24896 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.01.2002 tarih 2001/382 E. 2002/21 sayılı kararıyla da 3. madde tamamen iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi iptal gerekçesinde; “Anayasanın 170. Maddesi; Orman Sınırları dışına çıkartılan yerlerin; ülke nüfusunun dörtte birine yakın bölümünü teşkil eden ve Orman içi ve bitişiğinde yaşayan Orman Köylüsünün kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi ve Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek ancak bu halkın yararlanmasına TAHSİS edilmesi gerektiğini Anayasa ile bu işlerin yapılması hususunun Devlete görev olarak yüklenmiş olduğunu, ülke nüfusunun dörtte birine yakın bölümünü teşkil eden, ancak sağlıksız biçimde ve düşük sosyo-ekonomik yapı içinde yaşayan Orman içi veya bitişiği köyler halkına, bilim ve fen bakımından orman olarak işletilmesinde hiçbir yarar görülmeyen yerlerin Devlet eliyle ihya edilerek yararlanılmak üzere tahsis edileceği, bu nedenle Orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin yalnızca Orman köyleri halkının nakli ve yerleştirilmesi amacıyla değerlendirilmesinin olanaklı olduğunu Anayasanın bu emredici kuralı nedeniyle yasa koyucunun, bu alanların kullanıcılarına veya başkalarına, hatta Orman içi köyler halkına satılmasını veya bu amaçla devredilmesini sağlayacak bir düzenleme yapmasının mümkün olmadığını; bu nedenle Hazine adına Orman Sınırları dışına çıkarılan yerlerin satışı ve bu amaçla devrini düzenleyen Maddenin Anayasaya aykırı bulunduğunu” belirtmiştir.
Bu durumda; 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkartılan bu yerlerin orman köylerine dahi satışı mümkün olmayıp; ancak Tahsisi ve orman içi köyler halkının nakli için kullanılması mümkün olabilecektir.
2/B sahalarının satış işlemleri Anayasa Mahkemesinin önce yürütmeyi durdurma, bilahare de iptal kararı ile durdurulduğundan 2 yıla aşkın süredir hiçbir satış işlemi yapılamamaktadır. Kırsal alandan göç eden kişiler özellikle bu tür alanlardan; Hazine arazilerini ve orman sahalarının bir bölümünü yerleşim yeri ve tarım alanı haline dönüştürmüşlerdir. Halen bu yerlerde ikamet eden nüfusun yaklaşık bir milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu yerler üzerinde köyler, beldeler ve ilçeler oluşmuştur.
C) 2B 6381 SAYILI ORMAN KANUNU’NUN KAPSAMI
Karal Hukuk Bürosu olarak, 2B nin açılımının 6381 Sayılı Orman Kanunu’nun 2.md. B bendi için kullanılan bir kısaltma olduğunu söyleyebiliriz.Bu tabir orman vasfını yitirmiş olan araziler için kullanılmış olan bir tabirdir. Daha açık ve net bit ifadeyle ise; kadastro marifetiyle orman alanları dışına çıkartılmış, bir daha geri kazanılamayan ve ıslah edilemeyen araziler 2B olarak tanımlanmaktadır.
Yeni uygulama ile ormanların değil, orman olma vasfını kaybettiği bilim ve fen açısından da orman haline tekrar dönüştürülmesi mümkün olmadığı 31.12.1981 tarihi itibariyle tespit edilen, orman arazisi olma vasfından çıkmış arazilerin satışını öngörüyor. Uzun bir süredir kamuoyunda da sürekli bir biçimde 2B arazileri gerek siyasiler tarafından gerekse vatandaşlar tarafından tartışılmaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı bu duruma ilişkin olarak; 2B’nin bir orman yağması olmadığını çünkü orman vasfını yitirmiş olan arazilerin satışından elde edilecek gelirden ayrılacak ağaçlandırma çalışmaları payı ile mevcut orman alanlarının arttırılmasını sağlayacağını ve 2B arazilerin satılması gerektiğini çünkü orman vasfını kaybetmiş olan bu araziler orman köylüsü olmayan kişi veya kuruluşların işgali altında olduğunu açıklıyorlar. Çevre ve Orman Bakanlığı ayrıca 2- B Orman Vasfını Yitirmiş Olan Arazilerin; var olan yasal boşluk sebebiyle işgalci durumunda bulunan kişi veya kurumların devlete hiçbir katkı sağlamadan bu arazileri kullanmaya devam ettiklerini ifade ediyorlar.
Maliye Bakanlığı ile Orman ve Çevre Bakanlığının 2B’lere yönelik olarak ‘Orman Köylülerinin Kalkındırılmaları ve Hazine Adına Orman Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı’ hazırlandı. Bu sayede Çevre ve Orman Bakanlığı, devlet organları ve bitişiğinde oturan köyler halkının geçim seviyesini yükseltmek için gereken önlemleri de bu kapsamda alacaktır.
Buna göre Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna göre ‘Orman kadastro komisyonlarınca, hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler; kullanım durumları dikkate alınarak, varsa üzerinde ihdas edilen yeni yerler; kullanım durumları dikkate alınarak, varsa üzerinde ihdas edilen yeni yerlerin kime ait olduğu, kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağında gösterilerek, belirtilen askı ilamı hariç, diğer ilamlar olmadan öncelikle kadastrosu yapılarak, hazine adına tescil edilecek’.
Ayrıca, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce daha önce tescil edilmiş olmasına bakılmaksızın, Maliye Bakanlığının talebi ile kullanım durumları dikkate alınarak, bölme veya birleştirmede yapılabilecektir.
Kadastro Müdürlüğü ise kadastro çalışmalarından önce Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler içerisinde, özel kanunlara göre değerlendirilmesi gereken alanlar bulunup bulunmadığını ilgi kurumlara soracak. İlgili idareler, 15 gün içerisinde kadastro müdürlüğüne bilgi verecek. Bu sürede cevap verilmez ise söz konusu alanların olmadığı kabul edilecektir.
2B orman vasfını yitirmiş olan arazilere ilişkin düzenlemelerin genel gerekçesine baktığımız zaman ise; ‘Orman sınırları dışına çıkarılmış, bir daha ormana dönüştürülmesi mümkün olmayan, onlarca yıldır herhangi bir bedel ödemeyen işgalcilerin elinde bulunan Hazineye ait taşınmazların orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesinde ve yeni orman alanlarının kurulmasında kullanılmak üzere rayiç değerler üzerinden değerlendirilmesi amaçlı bir tasfiye kanunudur’ şeklinde açıklandı.
Böylece hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler; Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünce daha önce tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın, Maliye Bakanlığının talebi ile kullanım durumları da dikkate alınarak, ifraz (bölünme) veya tevhid (birleştirme) de yapabilecektir.
D) BELGELİ İSPAT, TAKSİTLE SATIŞ OLANAĞI
KARAL HUKUK BÜROSU olarak yapılan bu hukuksal düzenlemenin 31 Aralık 1981 tarihinden önce orman alanı dışına çıkmış 2B arazilerini kapsamakta olduğunu bir kez daha hatırlatırız. Buraların 2B arazisi olduğu ve bu tarihten önce orman vasfını yitirdiği satın almayı düşünen kişi tarafından ispat edilmek zorundadır.
Taksitle satış olanağında ise satış, birinci derece hak sahibi ya da onun mirasçılarına yapılacak. Satış işleminde taksit olanağı getirilecek. Arazilerin fiyatları ve ödeme koşulları, Milli Emlak ve Tapu Kadastro tarafından ayrıca belirlenecektir.
Satıştan elde edilen gelir, "bütçe açıklarını kapatmak için ormanları satıyorlar" eleştirilerini ortadan kaldırmak için, orman köylerinin kalkınması veya arazi hangi bölgedeyse o bölgenin imar ve altyapı yatırımları için kullanılacaktır.
E) Başvurular ve Hak Sahipliği, Doğrudan Satış ve Bedellerin Tahsili
Karal Hukuk Bürosu olarak önerimiz , 2B konusuna ilişkin olarak hak sahibi olduğunu iddia edenler, Kanunun yayın tarihinden itibaren 1 yıl içinde, illerde defterdarlıklara, ilçelerde ise mal müdürlüklerine müracaat edeceklerdir. Müracaat sahiplerinden, satış bedellerinden mahsup edilmek üzere 10 bin TL’yi aşmamak üzere, Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutar kadar başvuru bedeli alınacak ve bu bedel defterdarlık ve mal müdürlüklerinde, ilgililer adına emanet hesabına yatırılacaktır. Kişilerin hak sahibi olabilmesi için söz konusu yerlerden belediye ve mücavir alan sınırları ile köy yerleşik alanları sınırları içinde olanların 31 Aralık 2007’den önce 5 yıl süreyle yerleşim yeri olarak kullanılması ve satış tarihinde de kullanılıyor olması gerekecektir. Belediye ve mücavir alan sınırları ile köy yerleşik yerleri sınırları dışında olanların ise aynı tarihten önce, aynı süreyle tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık gibi çeşitli tarımsal amaçlarla kullanılması şartı aranacaktır. Hak sahibi olmadığı belirlenen başvuru sahiplerine ise kanundan yararlanamayacakları bildirilerek belgeleri ve başvuru belgeleri iade edilecektir.
Bunlara ilaveten doğrudan satış ve bedellerin tahsilinde ise şu yol izlenecektir; Kanunla Maliye Bakanlığının tasarrufuna geçen ve üzerinde yapılaşma olan taşınmazlardan 400 metrekareye kadar olanların tamamı, üzerinde yapılar fazla ise yapının olduğu alan kadar olan taşınmazlar ile belediye ve mücavir alan sınırları dışında sulu alanlarda 40, sulu alanlarda 100 dönüme kadar tarım arazileri hak sahiplerine rayiç bedel üzerine doğrudan satılabilecektir.
2B alanlarında daha önce kadastro mevzuatına göre bir tapu kaydına dayanılarak, ilgililer adına tespit ve tescil edilen tapu kayıtlarına konu taşınmazların kayıt malikleri de hak sahibi sayılacaktır. Bu taşınmazlar talep halinde Emlak Vergisi Kanunu’na göre belirlenen asgari metrekare birim değerlerinin her yıl için yeniden değerleme oranı kadar artırılmak suretiyle tespit edilecek değeri karşısında hak sahiplerine doğrudan satılabilecektir.
F) 2B Orman Vasfını Yitirmiş Olan Arazilerin Rayiçlerini Rayiçlerinin Belirlenmesi
Mahalli tespit komisyonları oluşturulacaktır. Fiyat tespit komisyonlarında, yerinden yönetim ilkesine de uygun bir biçimde, ilgili bütün tarafların temsilcilerinden (köylerde köy muhtarı, köy ihtiyar heyeti, ilçelerde ve illerde Orman, Tarım, Maliye, Milli Emlak, Sivil Toplum Temsilcilerinden) oluşan çok kalabalık olmayan, süratli hareket edebilen ve süratli karar verebilen bir mekanizma oluşturulacaktır.
G) 2B ARAZİLERİNİN TOKİ’ ye DEVRİ
Tarım arazileri dışında kalan, üzerinde yapılaşma bulunan ve Maliye Bakanlığı’nca uygun görülen taşınmazlar, varsa hak sahipleri ve hakları da belirtmek suretiyle bedeli karşılığında, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na ( TOKİ) devredilebilecek. Buradaki devir bedeli ise, asgari metrekare birim değerlerinin her yıl için yeniden değerleme oranı kadar artırılması suretiyle tespit edilecek değer olacaktır.
Ayrıca 2A alanları ile ilgili olan itirazlar ve açılan davalar, yeni düzenlemeye göre yapılacak işlemleri durdurmayacak. Bu konu ile ilgili davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemeyecektir. Bu yerlerde hak iddia edenlerin açacakları davalar, davacılar lehine sonuçlandığında bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılacaktır.
Bu taşınmazlarda sahiplik iddiasında bulunanların itirazları ile rayiç bedellere itirazlarda yapılan işlemi etkilemeyecektir ve itiraz mahkemeye intikal etmiş ise kesinleşen mahkeme kararına göre işlem yapılacaktır.
İşlemler sonuçlanıncaya kadar ise 2B alanları hakkında Hazine adına kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılamayacaktır. Açılmış ve devam eden davalarda ise davalar durdurulacaktır. Durdurulan bu davalar ile evvelce açılan bu davalar sonucunda hazine lehine verilip, kesinleşen ve henüz kısmen veya tamamen infaz edilmeyen kararlar hakkında Kanunda belirtilen tespit ve değerlendirmenin sonucuna göre işlem yapılacaktır.
Orman kadastro komisyonlarınca, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler; kullanım durumları dikkate alınarak, varsa üzerinde ihdas edilen yeni yerlerin kime ait olduğu, kimler tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağında gösterilerek, belirtilen askı ilanı hariç, diğer ilanlar olmadan öncelikle kadastrosu yapılarak, Hazine adına tescil edilecek.
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2B alanları Orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışı 20–25 milyar dolarlık tahmini tutarıyla, önemli bir ekonomik gelir sağlayacak ve bu kaynağın önemli bir kısmı orman alanlarının zenginleştirilmesinde ve anayasal güvence altında bulunan orman köylüsünün yoksulluğunun giderilmesinde kullanılacaktır. |